30 Kasım 2017 Perşembe

AVRUPA'YI DERİNDEN SARSAN KARA VEBA NAMI DİĞER KARA ÖLÜM



1347-1351 yılları arasında Avrupa, büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmıştı.


Asya'nın güneyinden başlayarak tüm Avrupa'ya yayılan büyük bir kıyım Tüm Avrupa'yı derinden sarsmıştı...

Başlangıç noktası ise Cengiz Han İmparatorluğunun en önemli şehirlerinden olan Issık Kul'du
Bu bölgede veba hastalığına yakalanıp ölen ilk kişi 'KUTLUK' adında hristiyan bir adamdı..
...

Kutluk'un ölümünden sonra doktorlar ne olduğuna dair pek bir tanı ortaya koyamadılar

Ancak daha sonra buna benzer ölümler yavaş yavaş bölgelere yayılmaya başladı. Bu yayılmada en önemli etken ticaret ağıydı.


...
Büyük bir ticaret merkezi olan Issık Kul'dan dünyanın her bölgesine giden mallar veba bulaştırıyordu.
Bu şehirde başlayan hastalık doğuda Çin'i, güneyde Ortdoğu'yu, kuzeyde Rusya'yı ve batıda Avrupa'yı yavaş yavaş ele geçiriyordu...


İşte bir dönem Tüm Avrupa'yı derinden sarsan Veba salgınları bir dönem öyle şiddetli bir hale gelmiş ki, her gün yüzlerce insan bu illetten dolayı hayatını kaybetmeye başlamıştı ve bu yüzlerce insanın cesedi Venedik'lilerin Gondollarıyla mezarlıklara taşınmak zorunda kalmıştı

İşte bu nedenle de Venediklilerin gondolları zamanla Yasın rengi olan SİYAHA bürünmüşler.
...
O gün bugündür Siyah renge boyanmış Gondollar kimileri için Kara bir gün olmuş, kimileri içinse Zevk ve sefayı hatırlatan birer Eğlence aracı olmuş...
Hayat bu ne kadar garip değil mi Siyahla Beyaz hep içice omuz omuza yol almaya devam etmekte...

17 Kasım 2017 Cuma

ÇANDARLI HALİL PAŞA iDAM  EDİLEN İLK OSMANLI SADRAZAMI
....

Çan­darlı Ailesi, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminden itibaren, kuşaktan kuşağa kazaskerlik, beylerbeyliği, vezirlik gibi önem­li görevler üstlenmiş Önemli bir ailedir...
...
Çandarlı Ailesinin kurucusu olan Kara Halil Hayrettin Paşa I.Murat'ın saltanatı dönemlerinde Kazaskerlik görevine getirilmiş ve ilginçtir yeniçeri ocağını kuran kişidir 📌
...
Çandarlı Sülalesinden devam eden her Şahıs  Osmanlı Devleti'nde mühim görevlerde bulunmuştur. Ama içlerinde en göze çarpanı Çandarlı Halil Paşa'dır...
...
II.Murat'ın 1444 yılında tahttan feragat edip yerine 14 yaşındaki oğlu II.Mehmet’i tahta çıkardığı dönemlerde Haçlı ordusunun savaş hazırlıkları Çandarlı Halil Paşa'yı endişelendirmiş. II.Murat'ın tekrar tahta çıkması konusunda ısrarcı olmuştur...
...

II.Murat Çandarlı Halil Paşa'nın etkisiyle yeniden padişah olmuş ve Şehzade Mehmet yeniden eski sancağı olan Manisa'ya gönderilmişti; bu olay Şehzade Mehmet'in veziriazama sönmez bir kin beslemesine neden olur

Tahta çıktığı ilk günlerde  Onun hakkında bi hüküm vermiştir aslinda ama önünde daha mühim bir mesele vardır Fatih Sultan Mehmet'in...
...
"Costantinapolis'in Fethi"
...
Peygamber efendimizin müjdecisi olmak ister ve tahta çıktıktan 2 yıl sonra İstanbul Surları önündedir...
Çandarlı Halil Paşa bu savaş esnasında hep olumsuz bir tavır içindedir. Fatih Sultan Mehmet'e hep kuşatmayı kaldırması yönünde telkinlerde bulunur ama Fatih vazgeçmez...
29 Mayıs 1453 İstanbul Fethinin ertesi günü Çandarlı Halil Paşa'nın da sonudur. Onu önce görevinden  azleder. Daha sonra
idam ettirir. Böylelikle Osmanlı Devleti'nde idam edilen ilk sadrazam olur... Yerine ise Zaganos Paşa'yı getirir
...
Peki Çandarlı Sülalesine ne olur???
...
Çan­darlı Halil Paşa'nın küçük oğlu Edirne kadısıyken babası idam edilince görevden alınır. Bir süre sonra Fatih Sultan Mehmed kendisini bağışlar ve yeniden aynı göreve getirilir.
İnebahtı deniz savaşında vefat eder.
...
Bu tarihten sonra Çandarlı Ailesi'nin yıldızı söner.
Birçoğu İznik bölgesine yerleşir. Eğer birgün yolunuz İzniğe düşerse bu aileden biriyle karşılaşmanız mümkün benden söylemesi...

Daha önce karşılaşmış ve sohbet etmiş biri olarak bunu söylüyorum tabiki 😊
...
Bir sonraki yazıya kadar Tarihle Kalın Canlar 👋💕

KÖSEDAĞ BİR YENİLGİ DEĞİL ADETA HİCRAN...
...
Şanlı zaferlerle dolu tarihimizin içerisinde öyle savaşlar var ki insanı hayrete düşürüyor gerçekten.
Yenilgi değil şaşkınlık yaratan, savaşın seyri neticesinde yaşananlar.
İşte ilginç savaşlardan biri Kösedağ mağlubiyeti..
Geçen gün bununla ilgili bişeyler izlerken mutlaka bişeyler yazmam gerek diye düşündüm.
Çünkü Zaferler kadar yenilgiler de konuşulmalı ki Tarihten çıkardığımız dersler geleceğimizi inşa etsin...
...

Anadolu Selçuklu Devleti'nin başında devletin en kudretli hükümdarı Alâeddîn Keykubad olduğu dönemlerde Moğollar Anadolu’ya girmekten oldukça çekiniyorlardı. Fakat onun vefatı sonrası tahta çıkan Giyasettin Keyhusrev döneminde yönetimde alınmış bazı yanlış kararlar neticesinde ordu hayli yorulmustu.

Moğollar, Anadolu Selçuklularının içine düştüğü bu zor durumdan istifade ederek Anadolu İçlerine doğru sefere çıkmak üzere İran’da bulunan Moğol ordularının başına Baycu Noyan’ı getirdiler.


Moğollar 1242 senesinde Erzurum’a ilk saldırısını gerçekleştirdi.
Büyük zulümler ve katliamlar yaparak savunmasız Müslüman halkın mallarını gaspedip şehirlerini yağmaladılar. Gıyaseddin Keyhüsrev, bunu haber alınca Sivas’a karargah kurdu

Gıyaseddin Keyhüsrev, babası Alaeddin Keykubat kadar tecrübeli ve kudretli bir hükümdar değildi. Yeteri kadar savaş tecrübesi olmaması sebebiyle önemli kararları ordu komutanlarıyla alabiliyordu.

Gıyaseddin Keyhüsrev, ordusunu Siavs’ın Kösedağ mevkiinde sulak ve otlak bir alana yerleşti.
Bu alan askeri teknikler açısından oldukça dez avantajlıydı.

Moğol ordusunun kadim Türk Savaş Taktiği olan Turan Taktiğini kullanarak geri çekilmesiyle sürek halinde Moğol öncü güçlerinin peşinden gitmeye başladılar.
Bu stratejik bir hamleydi ve Kösedağ Savaşı'nın sonucunu etkileyecek ilk HATA olmuştu.

Daha önce hiç savaş yönetmemiş olan Gıyaseddin Keyhüsrev, öncü kuvvetlerin bozguna uğratılmasını mağlubiyet zannederek otağını ve hazinelerini bile yanına almadan GERİ ÇEKİLDİ...
Resmen ordusunu bırakıp savaştan KAÇIŞ
...
Oysa ordu yenilmemişti ve halen savaşa devam etmekteydi.
Gıyaseddin Keyhüsrev’in kaçmasından Ordusu henüz haberdar olmamıştı.

Selçuklu ordusu hava kararana dek Moğol ordusu ile çarpışmaya devam etti.
Hava kararınca geri dönen Selçuklu ordusu, Sultan’ın kaçtığını ancak günün sonunda öğrenebildi.

Bunun üzerine askerlerde otağlarını bırakarak ani şekilde cepheyi terk edip geri döndüler.
Asıl ilginç olan şey ise bundan sonrası...
....
Gün aydınlandığında Selçuklu askerlerinin ortada olmadığını ve çadırlarını terk ettiğini gören Moğollar, önce bu durumun bir hile olduğunu sanıp iki gün boyunca taarruz etmediler.

Nihayetinde sonuç almak isteyen Moğollar, çadırların bulunduğu alana kadar ilerlediğinde Selçuklu ordusunun tamamen geri çekildiğini şaşkınlıkla görmüş ve Selçuklular için UTANÇ VERİCİ, Moğollar içinse KOLAY kazanılan bu savaş sonrasında Erzincan, Sivas ve Kayseri’ye kadar ilerlediler (1243)



Utanç verici bir mağlubiyete dönüşen Kösedağ Savaşından sonra Anadolu içlerine kadar ilerleyen Moğollar, istila ettikleri şehirleri yağmalayıp halk üzerinde büyük zulümler gerçekleştirdiler.



Kösedağ Savaşı neticesinde Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girmiştir.
Moğollar ise uzunca bir süre Anadolu da zulüm üstüne zulüm gerçeklestirerek adeta Anadolu’nun kan ağlamasına sebep olmuştur....
Ne diyelim KÖSEDAĞ BİR YENİLGİ DEĞİL ADETA HİCRAN