30 Mart 2018 Cuma

FATİHİ ANLAMAK

Tarihimizi dizilerden öğrenen bir toplumuz ne yazık ki..
Bu sebeple son zamanlarda ünlü padişah Fatih Sultan Mehmed'in ve II.Murad'ın hayatı merak edilmeye başlandı...
...
Tarihe damgasını vurmuş böylesi büyük şahsiyetlerin gündeme taşınması bir bakıma sevindirici bir durum...
Peki Fatih Sultan Mehmet'i ne kadar tanıyoruz?
Onun İlim, bilim ve Sanat konusundaki yaptıklarından ne kadar haberdarız?
Sadece İstanbul'un fethi demek değildi Fatih'i anlamak...
Derya denizin küçük bir su damlasıydı İstanbulun Fethi, asıl gerçekse onun arkasında yatan Dehayı anlayabilmekti...
Kısa hayat hikayesinden yola çıkarak FATİH'İ anlamaya hazır mısınız?
Hadi başlayalım🔜

ŞEHZADELİK YILLARI
....
II. Mehmet 30 Mart 1432 tarihinde Edirne'de dünyaya gelir( 586 sene önce bugün😊)

İki yaşına kadar Edirne’de kaldıktan sonra küçük ağabeyi Alâeddin ile birlikte, büyük ağabeyi Ahmed’in sancak beyi olduğu Amasya’ya gider.
Abisinin ölümünün ardından Amasya’da sancakbeyliği yapmaya devam eder.
( Şehzade Alaaddin ve Şehzade Ahmet'in kabirleri bugün Bursa Muradiye Külliyesi'ndedir)


Haylaz bir çocuk olması dolayısıyla
eğitimi kolay olmaz ve kendisi için çok değerli hocalar görevlendirilir.

Son derece iyi bir eğitim alan  II. Mehmet Arapça, Farsça,  İbranice, Keldanice Yunanca ve İtalyanca dillerini çok iyi düzeyde bilmektedir...


Klasik medrese eğitiminin yanı sıra, Avrupa tarihi ve Antik Yunan tarihinede son derece ilgi duymuştur.
Çocukluk yıllarında Homeros'un meşhur İlyada Destanı oldukça dikkatini çekmiştir

TAHT YOLU ONA GÖZÜKMEKTEDİR

İki ağabeyinin de erken yaşta vefatı üzerine, şehzade Mehmet genç yaşta tahtın varisi olur.

Sultan II.Murad Han 1444 yılında gönüllü olarak tahtan feragat eder ve Şehzade Mehmet 12 yaşında tahta çıkar..
Fakat bu olay Edirne'de otorite boşluğu meydana getirir ve oluşan Haçlı zihniyeti dolayısıyla Sadrazam Çandarlı Halil Paşa
Sultan II.Murad Han'ın tekrar tahta çıkması konusunda ısrarcı olur...
Bu sebeple II. Mehmet tahtı  babasına bırakmak zorunda kalır
(Fakat II.Mehmet Çandarlı Halil Paşa'nın buradaki tutumunu asla unutmaz ve
yıllar sonraya karşılığını vermekte gecikmez)



Sultan II.Murat, 3 Şubat 1451 tarihinde hayatını kaybeder ve II.Mehmet 19 Şubat 1451 tarihinde Edirne’de ikinci kez tahta çıkar.

KONSTANTİNİYE ELBET FETH OLUNACAKTIR...


Sultan Mehmet’in hedefinde hep büyük dedesi Yıldırım Bayezid’in oluşturmaya çalıştığı merkeziyetçi imparatorluğu kurmak vardi.
Ancak Bayezid'in aksine bunu yapmak için önce İstanbul’u alması gerektiğini biliyordu.
Tüm adımları da hep bu yöndeydi.
Dedesi Yıldırım Bayezid’in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarının karşısına 1452 yılında Rumeli Hisarını yaptırır...
Uzun ve yorucu bir Mücadelenin ardından 29 Mayıs 1453 günü Konstantiniyye kapıları II.Mehmet'e açılır.
O artık bir "FATİH"tir...
Hem gönüllerin Fatih'i hem İstanbul'un ❤
...

İSTANBULUN İLİM VE SANATLA YENİDEN DOĞUŞU 🌞
...

Birçok tarihçi tarafından bir “RÖNESANS HÜKÜMDARI” olarak tanımlanan Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'un fethinin ardından şehri imar çalışmalarına başlar...
Bir ülkenin geleceğinin Aydınlık ve İlerici bir  eğitim anlayışından geçtiğini bilmektedir...
Bu sebeple SAHN-I SEMAN medreselerini kurar...
Bu medreselerde ders vermesi için Özbekistan ve Buhara'dan çok değerli Alimleri İstanbula çağırır...
Mesela Ali Kuşcu Fatih Sultan Mehmet'in bu daveti üzerine Özbekistan'dan İstanbul'a gelmiş son derece değerli bir alimdir...

Ali Kuşcu'nun o dönemde gelirken  200 kadar âlimi de yanında  getirdiği ve Fatih Sultan Mehmet'in bu kişilerle tek tek ilgilendiği rivayet edilir
Ali Kuşcu uzun bir süre bu medreselerde dersler vermiştir...
O dönemde birçok alanda
Yıldız gibi parlayan âlimler yetişmiştir
Fıkıh ilminde Molla Hüsrev, tefsirde Molla Gürânî, Molla Yegan, Hızır Çelebi, Matematikte Ali Kuşçu, kelâmda Hocazade, zamanının büyük âlimlerindendi...

Fatih'in, özellikle İstanbul'un fethinden sonra binlerce ciltlik kitaptan oluşan zengin bir kütüphanesi vardı


İLİM,BİLİM VE SANATA OLAN MERAKI
...


Fâtih Sultan Mehmed, askeri ve siyasî dehasının yanında ilmî yönden de Osmanlı padişahları arasında mümtaz bir mevkiye sahip­ti...

İlme, sanata ve ilim adamlarına çok kıymet verirdi kendisi de matematik, geometri, hadis, tefsir, fıkıh, kelam ve tarih ilimlerinde fevkalade bilgiliydi...
...
Ayrıca Antik tarihe de oldukça meraklıydı.
Antik Yunanistan'daki düşünürlerin ve Romalı tarihçilerin eserlerini, papaların, imparatorların, Fransa krallarının, Büyük İskender'in vekayinamelerini okumuştu


Fatih'in sarayında her zaman Yunanca ve İtalyanca bilen iki katip bulunur ve padişaha eskiçağ tarihiyle ilgili bilgiler verirdi.

İlme, bilime ve sanata bu kadar önem vermesi sebebiyle  o dönemdeki bilgin, fakih ve yetenekli insan çokluğu hiçbir padişah devrinde olmamıştır...

Fatih Sultan Mehmet demek sadece İstanbul'un fethi demek değildi...
O şüphesiz ki DÜNYA TARİHINE gelmiş en muhteşem Osmanlı Türk Hükümdarıydı...
Doğum tarihinin seney-i devriyesinde O'nun bu yönlerini de hatırlamak ve ders çıkarabilmek umuduyla...




25 Mart 2018 Pazar

IHLAMUR KASRI
KASR-I AŞK ❤
...
İstanbul sürprizlerle dolu bir şehir, gökdelenlerin, yüksek ve sıkıcı binaların arasında ilerlerken bir anda kendinizi  Cennetin bahçesini aralamış gibi bulabiliyorsunuz...
...
Umulmadık yerler bambaşka dünyalara, bambaşka zamanlara açılabiliyor.📍
...
Bir adım sonra sizi nelerin beklediğini bilmeden ilerleyen adımlarla bulduğumuz Ihlamur Kasrı beni gerçekten çok şaşırttı 😇❤
 


Tarihin ve doğanın içiçe geçtiği muhteşem bir esere bakıyordum şimdi ve gitmek istediğim bu zamandan, çoktan gitmiştim adeta 👣
19. yüzyıla ait Duygu ve düşüncelerle gezdiğim bu Kasrın tarihini merak ediyorsanız yazının devamını lütfen okuyun 🔜



IHLAMUR KASRI
...
Sultan III. Ahmed zamanında tersane eminliği yapan Hacı Hüseyin Ağa'ya ait tarla ve bağlar bulunmaktaymış bir zamanlar burda...

Fakat  bu kişinin idam edilmesinden sonra tarla ve bağlar devlet hazinesine katılmış...
...
O zamanlar bu bağlarda Ihlamur Ağaçları olduğu için sonradan buraya yapılan Köşke IHLAMUR KASRI ismi verilmiş...


Sultan III. Selim ile Sultan II. Mahmud zamanlarında boş ve bakir kalan “Ihlamur Kasrı”, sultanların ok atma alıştırmaları yaptıkları, kemankeşlerle birlikte atış yarışmaları düzenledikleri bir spor alanı olarak değerlendirilmiş...
...

Daha sonraları
Sultan I. Abdülmecid zamanında “Hacı Hüseyin Bağları” içindeki eski bağ köşkleri yıkılarak yerine, bugün “MERASİM KÖŞKÜ” ve “MAİYET KÖŞKÜ” adı verilen iki kasır yaptırılmış...

...
Mimari ise tahmin edebileceğiniz üzre Yine BALYAN ailesinden NİKOĞOS BALYAN'dır...
(19.yy İstanbul'unun Mimarları kendileri,
Maşallah her köşe başında eserleri var İstanbul'da)...
...
Sultan Abdülmecid Han bu kasrı çok sever ve sık sık ziyaret edermiş hatta bazı konuklarını burada kabul edermiş.
Mesela
Ünlü Fransız şairi LAMARTİNE’İ burada kabul ederek görüşmüstür...


Sultan II.Abdülhamid ve diğer Padişahların da gönlünde ayrı bir yeri olan Ihlamur Kasrı, huzur bulmak içilen gelinen uğrak noktalardan biri olmuş hep Tarih boyunca...
...
Şimdi baktığımda ise diyorum ki iyiki atalarımız böylesi güzel yerleri bırakmış bizlere...
Günümüz ruhsuz binalarının arasında sıkışan ve can çekişen ruhumuz başka nerede dinlenecekti yoksa 🙋❤
...

ABDÜLHAMİD HAN YADİGARI ESER:
YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ
...

Sultan II.Abdülhamid Han
ülkenin yönetim merkezi olan DOLMABAHÇE SARAYI'nı yaşanan elim hadiselerin sonucunda güvenli görmemektedir.

...
Şehzadeliği döneminde Amcası Sultan Abdülaziz Hân'ın Dolmabahçe Sarayı'ndan hazin bir sona götürülüşü gözlerinin önünden gitmemektedir adeta...
...
Bu sebeple ülkenin yönetimi için gözlerden ve herhangi bir darbe girişiminde uzakta olabilecek YILDIZ SARAY’INI tercih eder kendine
...
1877 yılından itibaren ikamet etmeye başladığı YILDIZ SARAY’INDAN
ibadet
etmek için uzağa gitmek istemez ve Sarayın yakınına bir cami yapılması emrini verir.
...
Barbaros Bulvarı’nda, Yıldız Saray’ına giden yolun üzerinde görkemli Yıldız Hamidiye Camii’nin inşaasi bu şekilde başlar.
...


19.yy İstanbul'unun birçok Tarihi eserinde İMZASI olan BALYAN ailesinin bir üyesi olan Mimar Sarkis Balyan'a verilir bu görev...
...

Ortaya çıkan eser ise , Sarayın kendini bile kıskandıracak güzellikte olur...
...
Gerçekten de bugüne kadar gördüğüm en gözalıcı camilerden biri YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ
...
İçeriye girdiğiniz anda
Lacivert zemin üzerinde Altın varakla süslenmiş kubbe, gökyüzü ve sonsuzluğu öyle güzel ifade ediyor ki insanın gözüne olduğundan daha büyük görünüyor....

...
Her santimetre karesi resmen nakış gibi işlenmiş.
...



Caminin orta mekanında bulunan İhtişamlı ve  bir o kadar gözalıcı Avize  ise ALMAN İMPARATORU II.  WİLLHEM tarafından camiye hediye edilmiş

...
Ecdad yadigarı Sultan II.Abdülhamit Han eseri bu muhteşem camiyi bence birgün  mutlaka ziyaret etmelisiniz 🙇




14 Mart 2018 Çarşamba

BİR SAYI DÜNYANIN İÇİNDE,DÜNYA BİR SAYININ İÇİNDE "π"
(3.14)
...
Bugün 14 Mart Dünya Pi Günü...
Pi sayısı hakkında hiçbir fikri olmayanlar için "Aman Canım Pi günü de neymiş" dedirtsede bu sayının önemini anlamak açısından sanırım son derece önemli...

....
MATEMATİK doğanın konuştuğu bir DİLDİR aslında...
Etrafımızdaki herşey sayılarla temsil edilebilir veya yazılabilir...
Ama biz onları göremediğimiz için matematik yok farzederiz...
Aslında Evren Matematikten ibarettir...
...
Pi Sayısı ise Matematiğin en gözde sayısı...
Matematiksel tabirle Çemberin Çevresinin Çapına bölümüdür
Dairenin Çevresi/R
...
Sonsuza kadar giden ve kendini hiç tekrar etmeyen bir sayı. Bu sayıyı kendiliğinden oluştur deseniz oluşturamayız...
Pi sayısı
Evren kadar sonsuz ve benzersiz bir sayıw📍

Peki Pi sayısı ne işe yarar? Onu diğer sayılardan ayıran özelligi nedir?
İşte bu sorunun cevabında gizli pek çok anlam var...
...
Pi yeterince uzunlukta yazıldığında, her rakam dizisini Pi içinde bulabilirsiniz.

Yani DOĞUM GÜNÜNÜZÜ,
TELEFON numaralarınızı, BANKA hesap numaralarınız, hayatınızda kullandığınız şifreleri, Size ait pek çok bilgiyi, Her sayıya karşılık bir kodlama yapıldığında adres bilginiz, bebekken ilk konuştuğunuz kelime, hayatımızın önemli bir anına ait bi kelime, söylediğimiz ve yaptığımız herşey yani kısaca baştan sona hayat hikayeniz...
Dünyadaki sonsuz ihtimaller serisinin tamamı bi ÇEMBERİN içinde GİZLİ...
Sahi biz şu anda neyin İÇİNDEYİZ???

...
Bunların bi varsayımdan ibaret olmadığını ve tüm bu yazılanları Pi sayısının içinde sorgulattıgınızda ulaşabileceğinizi bilmenizi isterim...
...

Sayı hiçbirşey...
Önemli olan ANLAMI
Rakamların arasında olan GİZEM....
...

Kamer Suresi 49. ayette buyrulduğu gibi;

“Muhakkak ki Biz her şeyi bir KADERLE, bir ÖLÇÜ ile yarattık.”

...
Kâinattaki tüm sistem ve oluşumlarda bu kadar doğru sonuçlar verebilen MATEMATİK bu gerçeğin bir şahidi olarak, hiçbir şeyin TESADÜF olmadığını gösteriyor....
...
Yani evrendeki bütün sistem ve hareketler, Allah’ın kanunlarıyla işleyen bir kâinatta yaşıyor olduğumuzu açıkça gösteriyor...
...
Pi sayısı,
Büyük bir SANAT eserinde küçük harflerle RESSAMIN İMZASI gibi durmaya devam etmekte adeta...
#dünyaPigünü

13 Mart 2018 Salı

KORKMA!!!
...

Mehmet Akif Ersoy dar gelirli bi ailenin babasız büyümüş bir çocuğudur evde bi tabak eksik yemek yensin diye yatılı okulda  büyümüş, zor şartlar altında hayatını idame ettirmiş, ömrü cephelerde, savaşlarda geçmiş bir insandır...
...
Tarihler 1921 senesini gösterdiğinde Yüce Türk Milleti büyük bir Mücadelenin içinden henüz yeni çıkmıştır ve hayli yorgundur...
...
Türk Milletine moral olacak, Kurtuluş Savaşında göstermiş olduğu o büyük destansı mücadeleyi anlatacak bir şiir yazılması fikri ortaya atılır...
...
Milli Egitim Bakanlığı nezdinde Şanlı yurdumuzun, kahraman ordumuzun, şanlı bayrağımız için yazılması planlanan bu şiir için bir para ödülü verileceği her tarafta duyrulur.📣✒


Devlet İstiklal Marşını  yazan kişiye büyük bi ödül verecektir...


Bi çok şâir yarışmaya katılır fakat Mehmet Akif Ersoy KATILMAZ neden diye sorduklarında şu İBRET DOLU sözleri söyler...

"Benim Mehmetçiğim cephelerde şehit olurken para almadı, Ben nasıl böyle bi şiir için para alabilirim" der...
Para karşılığında hislerini haykırmaktan Hicap duyar...
(Bu nasıl bir İnce düşünce ve Milletine olan bağlılıktır gerçekten ancak gurur duyuyorum)


O zamanın Maârif Vekili (Eğitim Bakanı) Hamdullah Suphi Bey, Mehmet Akif Ersoy'a bir mektup göndererek katılmamasındaki sebebin ortadan kaldırılacağını ifade ederek ve başka konuları da dile getirerek Akif’i ikna eder.

Bunun üzerine zafere en fazla inanmış ve bu inancı her fırsatta dile getirmiş olan Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı mücadelesini âbideleştiren o Muazzam şiirini yazmaya başlar 📝✒
...
Bi gece kapanır odasına ve bi ayet düşer aklına
"KORKMA"
Sonra gelir devamı
"KORKMA SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK"
...
Kalemi yoktur elinde bıçakla duvarlara kazır satırları ve 10 kıtalık o Şanlı şiirimiz duvarlara ve sonrasında bi milletin zihnine en silinmez şekilde kazınmıştır...
...
Ertesi gün mecliste okunur şiir tüm vekiller gözyaşları içinde dinler tam 3 kez...
O gün günlerden 12 Mart 1921'dir...
Bundan tam 97 yıl önce
...
İşte babasız büyümüş bi insan işte o Şanlı şiiiri yazan Mehmet Akif Ersoy...

Şiirin İLK kelimesi gibi BU NECİP MİLLET KORKMADI hiçbirşeyden...
Çünkü Biliyordu ki
"SÖZ KONUSU VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR"

Büyük Şair , Güzel yürekli insan mekanın cennet olsun kabrin Pûr'i Nur olsun inşallah🙇

9 Mart 2018 Cuma


KUTSANMAMIŞ BİR EVLİLİĞİN LANETLİ ÇOCUĞU
KORKUNÇ İVAN 💀🏰👑
...

25 Ağustos 1530 tarihinde MOSKOVA KREMLİN Sarayında bir bebek
dünyaya gelir👶 🏰
...
Hükümdar III.VASİLİ’N ilk oğlu olarak dünyaya gelen bu bebek, üzerinde bir gölge ile doğar 👿
...
Rivayet o dur ki; Babası uzun süre çocuk sahibi olamadığından Kilise kurallarına karşı gelerek ilk eşinden boşanır ve ikinci evliliğini yapar. Fakat kutsanmamış bu evlilikten doğan çocuk için bir AZİZ hükümdar babasına şöyle bir kehanette bulunur 💭
...
ŞEYTAN BİR OĞLUN OLACAK.👿
HALKIN ŞİDDET VE GÖZYAŞININ PENÇESİNE DÜŞECEK
OLUK OLUK KAN AKACAK 💀
...

SİLİK BİR KARAKTERİN PSİKOPAT BİR LİDERE DÖNÜŞÜ 💀👀🏰
...
IV. İvan, henüz 3 yaşında iken babası ölür.
Babasının ani ölümü üzerine  3 yaşındayken tahta çıkar. 👑
Bu dönemde yaşı çok küçük olduğu gerekçesiyle tahtın sorumluluklarını annesi Elena üslenir. 👒✒

Ancak Ivan, 7 yaşındayken, annesini de kaybeder.〽
...
İvan’ın çocukluğu farklı grupların birbirlerine karşı saldırılarının yoğun olduğu dehşetli günler içinde geçer. Onun bu sırada paranoya geliştirdiği düşünülür 👿
...
O'nun bu hastalıklı ruhsal durumu ilerde psikopat bir yöneticiye dönüşmesinde en büyük etkendi aslında 💀👤👑




RUSYA'NIN İLK ÇARI:
KORKUNÇ İVAN👑🏰
...
1547 yılında, 16 yaşındayken
Rusya tarihinde ILK KEZ Resmi hükümdarlık ünvanı olan "ÇAR" ünvanını alarak Rusya'nın başına geçer👑🏰
...
Kendini Çar ilan ettikten sonra tanınmış asil bir aile olan Romanovların kızı Anastasia ile
evlenir 💍💑

Anastasia ile olan evliliğini 13 yıl sürer.
1560 yılında Anastasia ölür.
İvan, çok sevdiği eşini zehirlediklerinden emin olduğundan işkenceler ve idamlar  başlar 💀🔨👀

...
O günden sonra İvan ne yaptığını bilmez bir hale gelmiş etrafa dehşet saçmaya başlamıştır.👺
En yakın adamlarını manastırlarda çürütmeye terk etmiştir.
...

Dil, din, ırk farketmeksizin herkese ağır işkenceler yapmıştır..
Düşmanlarını suda boğmuş 🌊, kaynar suya atmış, kendi emrinde çalışanların gözlerini oymustur 👀💀
AVRUPA'DAN kendisiyle müzakere etmek için gelen elçilerin şapkalarını çıkarmamaları üzerine kafalarına şapkaları çiviyle sabitlemiştir 🔨🎩
(Psikopatlığa bak ya 😯)
Ülke yönetiminden rahatsız olan direnişçileri Voyvoda yöntemiyle kazığa oturtmuş,
kızgın yağa atmış, dillerini kesmiş 😯
ve birçoğunu da Moskova'nın Meşhur Meydanı  KIZIL MEYDAN'DA asmıştır 🔗
....
İvan’ın içindeki bu işkence düşkünlüğünden ve 20 yıllık saltanatı sırasındaki yaptığı eziyetlerden dolayı
halkı ona "KORKUNÇ İVAN" lakabını takmıştır 💀👑🏰

KORKUNÇ İVAN'IN ELLERİNDE EN SONUNDA OĞLUNUN DA KANI OLACAK👺💀👑
....
Korkunç İvan'ın yaptıkları bununla da sınırlı kalmaz🙅
...
“Korkunç Ivan ile oğlu arasındaki ilişkiler oldukça kötüdür...👥
Bir gün, aralarında bir gerginlik ve tartışma yaşanır. 👥👀
Oğlunun bu gergin tutumuna öfkelenen baba Ivan, asası ile oğlunun kafasına vurur🔨

Oğul Ivan, şakağından yaralanmış şekilde yarı baygın yere yıkılır.
...
Baba Ivan derhal oğluna koşar ama oğlu İvan Babası tarafından başından ağır bir darbe almıştır...
Oğul Ivan bir an ayılır ve
...
“Sadık bir oğul ve sade bir kul olarak ölüyorum.”
demiştir...💭
Sonraki birkaç gün boyunca baba Ivan bir mucize olması için durmadan dua etmesine rağmen VELİAHT ÇAR, birkaç gün sonra ölür.”💀👑
...
1581 yılında bu hadiseyi ünlü ressam İLYA REPİN tablolaştırır 🎨
Bu olayın gerçekliğini yansıtması açısından son derece önemli olan bu tablo
Ressamın en meşhur tablosu olur 🎨
...

Tabloda, babanın dehşeti, pişmanlığı ve azabı, ve hayatı sönmekte olan oğlunun sakin ifadesi çok net görülmektedir


DÜNYADA BAŞKA ÖRNEĞİ OLMAYAN
AZİZ VASİL KATEDRALİ

...
1552 yılında Korkunç İvan, Tatarlara karşı kazandığı zaferlerin anısına bir eser inşa ettirmek ister. 🏰
...
1555 yılında Aziz Vasil Katedrali’nin yapım çalışmalarına başlanılır ve eserin yapımı 1561 yılında tamamlanır.
...
Katedral İtalyan mimar BARMA tarafından inşa edilir.
...
Korkunç İvan bu muhteşem eserin bir örneğinin daha başka yere inşa edilmesini
istemediği için İtalyan mimar BARMA'nın da gözlerini dağlar 👀
...
Bu nasıl psikopat ve şizofrenik bir durumdur hala anlamış değilim 😞

TARİH ONU ASLA UNUTMAYACAK
👿👑💀🏰
...
Yaptıkları ile RUS TARİHİNE adını yazdıran KORKUNÇ İVAN💀 bilinçaltında yetişen işkenceci ruh haline karşı koyamamış ve her geçen gün daha paranoyaklaşan ve şizofrenik bir Kişiliğe dönüşmüştür 💀👑
...
Onun son dönemlerinde rahatsızlığı sebebiyle CİVAYLA tedavi edilmesi de bunu tetikledigi söylenir
...
Modern Tıp yüksek oranda Civanın deliliğe sebep olabilecegini ve O'nun bu şizofrenik hareketleri yapmasına da bunun sebep oabilecegi de rivayet edilir💭💀👑
...
ÇAR IV. İVAN 18 Mart 1584'de satranç taşlarını dizerken ölür...

...

Tarihe, insanın içini ÜRPERTECEK derecede soğuk bir şekilde adını yazdıran IV. Ivan Namı diğer KORKUNÇ İVAN, doğumuyla beraber başlayan bir Kehanetin eseri midir bilinmez ama RUS TARİHİ'ne yazılmış büyük bir Zalimdir.
...
Onun yaptığı mezalimler yıllar yıllar sonra  birinin kalemine konu olmuşsa demek ki TARİH ONU ASLA UNUTMAYACAK...
👑💀
...
Bir sonraki yazıya kadar Tarihle Kalmanız dileğiyle❤