28 Temmuz 2016 Perşembe

Bugün 1402 Ankara Savaşı'nda Yıldırım Beyazıt'ın Timur'a esir düştüğü günmüş...
...
Kaderin bi cilvesi mi bilinmez ama tarihte karşı karşıya gelmis bu iki insanin aslında geçmişte birleştiren çok ilginç bi bağ vardır...
...
Bursa'mızın Manevi Sultanı Emir Sultan hz.leri Özbekistan'ın Buhara şehrinde doğmuştur... Peygamber efendimizin rüyasına teşrifi ve ricası doğrultusunda manevi ışıkla Bursa'mızı şereflendirir... Daha sonrasında Yıldırım Beyazıt'ın damadı ve ona yol gösterdiği gönül Sultanı olur...Çoğumuz burayı biliriz ama ilginç birşey varki Emir Sultan hz.lerinin Babası Emir Külal hz.leri de Timur Han'ın hocasıdır...
...
Oğul (Emir Sultan),Yıldırım'ın,  baba (Emir Külal)'de Timur'un hocası...
...
Sonra da bu tablo geliyor insanın gözüne kaderin bi cilvesi nasıl da cereyan etmiş...
Tarih kitapları bize Timur Han'ı hep kötü bi karakter olarak tanıtsada şunu da unutmamak gerekir...
Bi savaşı kazanıyorsunuz ve kazandığınız devletin başkenti olan Bursa'yı yağmalamadan kendi topraklarıniza katmadan geri dönüyorsunuz...Mümkün mü sizce?
...
Timur Han hiçbir zaman Bursa'yı yağmalamamıstır...Emir Sultan hz.lerinin Bursa'da oluşu da buna çok büyük etkendir...
Tarihin bu sıradışı hikayeleri beni hem şaşırtıyor hem de daha çok öğrenme isteği uyandırıyor...
...
Ömür vefa ettikçe, bunun gibi daha çok hikayeleri kaleme almak nasip olur inşallah

26 Temmuz 2016 Salı

AÇ BESMELEYLE İÇ SUYU, HAN AHMETE EYLE DUA
...
Konumu,güzelliği ve gönüllere dokunan hikayesi itibariyle beni en çok etkileyen çeşmelerden biri Sultan III. Ahmet çeşmesi...
...
 Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun kapısının önündeki bu muhteşem çeşme Sultan III.AHMET'in damadı Nevşehir Damat İbrahim Paşa tavsiyesiyle Kayserili Mehmet Ağa'ya yaptırılır...
...
Güzel olan bi hikayesi var ki o da şu; Osmanlı Devleti'nde bi eser yapıldığında mutlaka o eserin banisini taltif için bi şiir yazılır ve şiirin son satırı o eserin ebced hesabıyla yapılış tarihini verirdi... Sultan III.Ahmet bu çeşme için bi şiir yazar son mısrayı "Besmeleyle iç suyu han Ahmete eyle dua" yazar fakat tarih bi türlü tutmaz...
...
Hocası Hafiz Osman'a gider ve ona bu durumu danışır... Hocası da ona "Hünkarım başına bi Aç ekleyiniz" der...
Böylelikle "Aç besmeleyle iç suyu, Han Ahmete eyle dua" mısrasıyla bu çeşmenin miladi yapılış tarihi olan 1729 tarihi, tabiri yerindeyse tarihe Altın harflerle düşürülür...
...
Bir çeşme yaparken bile bu kadar sanat, incelik ve zerafet gözeten bi toplum bilmiyorum daha ne denir...
Keşke bıraktıkları bu eserin hayrını devam ettirebilsek...
...
Besmeleyle içilen su, edilen dualar daim olsa...Çeşmesinden şu içemesekte Han Ahmete dua eyleyelim lütfen bize böyle  güzel bir miras bıraktığı için...

18 Temmuz 2016 Pazartesi

ALLAH'IN YARATTIĞI BİR KULUM İŞTE

Fani ömrümde bir yaş daha aldığım gündeyim. Herkes için bugünün değeri, önemi farklıdır elbet ama benim için yeri çok başka.

Zira bugün muhakeme günü benim için,  ölüme bi yaş daha yaklaştığım bugünde geçmişini sorgulama günü...
Allah'ıma, hayatım için bahşettiklerine şükür günü...
Kabullenme, kaderine razı olma günü...
Eni sonu ölüm olan bu hayatta ne için yaşadığını hatırlama günü...

Kırgınlıklar, kızgınlıklar, sitemler, sevinçler geçip gidiyor da insanin içinden, onların bıraktığı derin izler ne çok şey öğretiyor insana.
Şükür ki imtihan için yaşanılan ömrün, yalnız ve yalnız Allah'a emanet olduğunu hatırlayarak ve bilerek yaşamama vesile oldu.

Her yaş günü bi dilek tutulur ya bir dileğim var elbet çok istediğim ,defalarca kez söylediğim, her duama kattığım.
Kaderime kader ortağı ettiğim Tarih sevdam, hayallerim...Ruhumu dinlendiren huzur veren bi yanı var ki vazgeçmek mümkün değil artık...

Gönüllerde olanı yalnız sen bilir sen işitirsin Rabbim beni senin yolundan ayırma...

13 Temmuz 2016 Çarşamba

ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR

Ne zaman bir an için ümitsizliğe düşsem içime bi ayetin ferahlığı düşer. Bakara Suresi  153.Ayet ne güzel bir ayettir.

Bu ayetle beraber hatırladığım öyle güzel bir hikaye var ki, ibret almak isteyen, umut ışığı arayan gönüllere inşirah olarak gelsin

Tarihler 1517 Yavuz Sultan Selim aşılmazı güç Sina Çölü'ndedir. Sonunda halifeliği devralacagı o muzaffer zaferi öncesi onu çetin bir sahra beklemektedir.
Bi ara çölde yolunu kaybeder ordu dağılmak üzeredir.Yavuz Sultan Selim bi an için ümitsizliğe düşer. İşte onun o umutsuz, moralsiz anında yanında biri vardır ve ona "Üzülmeyin Hünkarım Sabredin, Allah sabredenlerle beraberdir" der.
Sonra ne mi olur yıllardır yağmur yağmayan o çorak topraklara tam da ordu geçerken Allah'ın rahmeti düşer.
Yağan yagmur sayesinde arabalardaki yüzlerce top, kumların katılaşması sonucu kolayca geçirilir. Ordu ve hayvanlar su sıkıntısı çekmez. Aşılmaz denilen o Sina Çölü tam 11 günde geçilir. Harb tarihine bi ilk olarak geçen bu hadise acaba bi ayetin doğruluğunu daha ne güzel anlatabilirdi.


Yavuz Sultan Selim'in yanında olan bu kişi onun musahibi, müşahidi, Can dostu Hasan Can'dır.

1520 Yavuz Sultan Selim Şir Pençe yani cilt kanserinden ölüm yatağında iken yanında yine Hasan Can vardır.
Ona "Bu ne haldir Hasan Can" diye sormustur.
"Hünkarım simdi Allah'la olmak vaktidir" demesi üzerine  Yavuz bi an için doğrulup "Ey Hasancan sen bizi bugüne kadar kiminle sanıyordun" diyerek belki de ahir ömründe en yakın Can dostuyla son sohbetini gerçekleştirmiştir
Bugün Yeşil Türbe'nin haziresinde medfun olan Hasan Can'ın kabri yıllardır ihmal görmüş olmanın mahzunluğuyla öylece durmaktadır.
Sırdaş olabilmenin, en ümitsiz aninda bi insana nasıl dayanma gücü verilebileceğinin timsali ibretlik hikayeleri kabrinin başında anlatılmayı bekliyor belkide.

Hatırlayan, hatırlatan olmak ümidiyle...

10 Temmuz 2016 Pazar

Bu aralar facebookta Piri Reis ile alakalı  bir yazı ne zamandır dikkatimi çekiyor.

"Piri Reis 1513 yılında ilk olarak Güney kutbunu çizdi.
Araştırmacıları çok seven Osmanlı 80 küsür yaşındaki Piri Reis'in kellesini ucurdu"
şeklinde...

Bunu kendime dert edinen ben, belki birilerine faydam olur diye yazıya almak istedim çünkü ortada yanlış açılardan ele alınan büyük bi itham var.
Keske birilerini karalarken azıcık kitap açıp okusak araştırsak, Neden? diye bi sorsak ama biz her zaman çamur at izi kalsın mantığı çok çabuk yargılıyoruz bunun ahiretini vebalini hiç düşünmeden...

Piri Reis gerçekten de 1513 yılında gerçeğe en uygun Dünya haritasını çizen ilk kişidir. Büyük bir denizcidir, çizimleri hala sırlarını korumaktadır.
..
Piri Reis 1552 de büyük bi sorumlulukla görevlendirildi. Kizildeniz ve Basra körfezini  Portekiz hakimiyetinden temizlemek ve Hicaz toprakları yani Mekke Medine bölgesini Portekizlerin muhtemel saldırılarından korumaktı. Tedbirli olmalıydı çünkü bu bölge oldukça muhkemdi fakat yola çıktığı andan itibaren bi çok yerde emre itaatsizlik yapmış ve bölgeyi oldukça zor bir duruma sokmuştur. Nihayetinde üç gemiyle o bölgeyi terk ederek bi nevi Hicaz topraklarını Portekizlerin işgaline açık hale getirmiştir. Olay çok teferruatlı fakat en kısa özeti bu şekilde.

Tüm bunlar göz önünde tutulduğunda bi karar verilmesi gerekiyordu çünkü Osmanlı Devleti'nde devletin bekásı herşeyin önünde tutulmuştur.Kaldı ki söz konusu Mekke ve Medine gibi mukaddes topraklarsa.
Dîvânı Hümayun'dan çıkan karar neticesinde Piri Reis 1554 yılında idam ettirilir.

Şimdi tüm bu tabloyu göz ardı ederek nedenlerini, sebeplerini sorgulamadan bi kitap açıp okumadan 600 yıllık köklü bi geçmişi olan bi devleti ağır ithamlarla suçlamak ne kadar doğru bi kez daha düşünmek lazım.

Suçlamak kolay, yargılamak kolay ama aslolan Haklının Hakk'ını verebilmektir. Tarihini bilmeyen toplumların sonu malesef çok acı... Biz bilenlerden ve sahip çıkanlardan olalım inşallah... 

7 Temmuz 2016 Perşembe

Tarihi, doğası,muhteşem manzarasıyla bugün  gönlümden gözümden Amasya geçti...
Bugüne ait tarihi notlar düşmezsem olmazdı zira Amasya açık hava müzesi gibi her yanı tarihle bezeli...
Şehrin siluetinde ilk göze çarpan Kral Kaya mezarları ilk çağ Krallarına ait, tıpkı Mısır firavunlarının ölümsüz olma hırslarına yenik düşerek inşa ettirdileri Mısır piramitleri gibi. Tabi Mısır piramitlerinin başına gelen kaçınılmaz son burada da cereyan etmiş. Dünyalar seninde olsa öbür dünya işlediğin iyi ameller dışında sana fayda verecek bişey götüremiyorsun malesef..
Mezarların yukarısında Evliya Çelebi'nin anlatımıyla burçları bulutlara değen Harşena Kalesi ve o muhteşem Amasya manzarası ne diyeyim mutlaka bi gün görün anlatılmaz yaşanır derler ya tam da öyle bi yer

Yesilirmak nehrinin kenarında II.Beyazit külliyesi 1486 yılında II. Bayezid'ın Osmanlı saltanatının kendisine nasip olmasının bir şükranı olarak inşa ettirilmiştir. Burada en güzel yerlerden biri  Taşlıcalı Yahya'nın şiir defteri ve hz.Osman dönemine ait orjinal Kuran'ın da olduğu el yazmaları kütüphanesi. İçimde bugün orayı görememenin üzüntüsü var hala, bayram olması sebebiyle...
.
Fatih Sultan Mehmet'in ünlü hekimlerinden olan Şerafettin Sabuncuoglu'nun bir İlhanli eseri olan müthiş şifahanesi, müzikle şifa edilen akıl hastaları ve tıbbi birçok uygulama,. Atalarımızın ilimde aslında ne kadar da ileri düzeyde olduklarını bize nasıl da güzel anlatıyor.
Amasya bir Osmanlı sancagi gönül isterdi ki Şehzadeler'in ikamet ettiği Sarayı da görseydik ama Manisa, Edirne Sarayları gibi malesef hiçbişey kalmamış geriye. Keşke aslına uygun tekrar inşa edilse çünkü bu şehirler sıradan şehirler değil. Osmanlı buraları sancak kabul ettiyse vardır bi bildiği diyerek yine gönlümün kopamadığı bu güzeller güzeli Amasya şehrinden ayrılıyoruz...

2 Temmuz 2016 Cumartesi

MUİNEDDİN PERVANE TOKAT MEDRESESİ 
Selcuklu veziri Muineddin Pervane'nin Tokat medresesi ve arkasında tüm heybetiyle Tokat kalesi...
Tarihle içice geçmiş şehirleri çok seviyorum. Zira Tarihi okumak kitaplara sığmayacak kadar uzun ve heyecanlı yol. Tarihe duyduğum heyecansa kelimelere sığmıyor sanırım.
..
Pervane adında bi sürü eser mevcut Tokat'ta çünkü çok önemli bir şahsiyet Tokat için.
..
Muineddin Pervane Müslüman olmayan Moğollarin Anadolu'yu istilasinda Tokat'ı korumaya çalışmıs Moğollara dost gözüküp bu yörenin İslami değerlerinin ve eserlerinin bozulmaması için çok çaba sarfetmistir...
..
Fakat 1277 Elbistan savaşında Moğollarla beraber orduya katılıp daha sonrasında Memluklu Sultanı Baybarsla işbirliği yaptığı anlaşılınca pusuya düşürülürüp işkence ile şehit edilmiştir...
..
Ne diyelim mekanında şahsında yad ettiğim  Anadolu'yu Moğol istilasinda savunan bu büyük şahsiyetlerin mekanı cennet olur inşallah...

1 Temmuz 2016 Cuma

OKU!!! YARADAN RABBİNİN ADIYLA OKU

Peygamber efendimizin bize en büyük mirası Kuran'ı Kerim bu gecede nazil olmaya başlamıştır. Bunu hepimiz az çok biliriz ama atladığımız belkide farkedemedigimiz bi ayrıntı vardır bu gece için o da Allah'ın bize ilk emri...

Duyduğumda tüylerimi diken diken eden o söz
"İKRA" yani "OKU" emri neden ilk emirdir hiç düşündürür mü sizi... Bundaki hikmet nedir Alemlerin Rabbi neden okumamızı bu kadar önemsemistir...
Çünkü ilim öyle bir güç ve değerdir ki; Âdem (as) onun sayesinde meleklere üstün kılınmıştır.
İlim öğrenmede farklı bir tılsım vardır...Kainatta herşey canlıdır herşeyin bir ruhu vardır ya insanı da besleyen canlı tutan şey ilim öğrenmektir... "İki günü birbirine eşit olan kişi ziyandadır" demiş Peygamber efendimiz(s.a.v) işte bu eşitliği bozan şeydir ilim...
Böyle gecelerin önemi, belki de sırrı burda yatmaktadır bence...
Yaradan Rabbiyle adıyla okuyan, ilim öğrenen öğreten kişilere ne mutlu... Kadir gecemiz mübarek olsun inşallah